Boulongerie Patiserrie Besançon

Fransa'nın kuzeydoğusunda İsviçre sınırına yakın biryerde Besançon.Dar sokakları, tarihi taş binaları, etkileyici ferforje balkonları, rengarenk çatıları, gökyüzüne uzanan ulu ağaçları ve şehri saran "Le Doubs" nehri ile adeta zamanın durduğu bir şehir. Kimsenin acelesi yok; insanlar, arabalar, sahibiyle gezen köpekler, güvercinler, hatta nehirde yüzen ördekler bile çok sakin burada. Grand Rue bölgesini çevreleyen sokakları adımlıyoruz. Cafeler, restaurantlar, ev dekorasyon mağazaları, çiçekçiler, pek çoğu butik küçük dükkanlar tarihi yapıların arasında başımızı döndürüyor.
Fransız mutfağının hakkını vermek lazım.
Fransız pastaneleri renk cümbüşü ile birlikte olağanüstü bir görsellik sunuyor. Herşey çok estetik. Ama gözümü ayırmakta zorlansam da ağır tereyağı kokusu ve tadından dolayı yalnızca çatal ucuyla tadıp , daha fazla ileri gidemiyorum. Fransız mutfağın temel unsuru olan malzeme : Tereyağı.
Masal da mıyım yoksa ben? Hansel ve Gratel gibi gördüğüm her şeker-çikolata dükkanına koşturuyorum.
Monsieur Pierre krema karıştırıyor. Kalıpla hayvan figürlü çikolata yapıyor.Seyretmek ve fotoğraf çekmek için "bonjour " demek yeterli.
Fransa da tavuk- horoz simgesine pek çok dekoratif malzemede rastlamak mümkün. Çikolatada bunlardan biri.
Envai çeşit meyveden oluşan tartlar gerçekten göz doyuruyor. Fransızların asla vazgeçemediği bu tatlıya, ayak üstü yenilen "sandwich baguette" ile birlikte gar , havaalanı , sokak arası gibi değişik yerlerde bile rastlamak mümkün. Tart hamurunun ana malzemesi un ve tereyağı. Hamurun tutması için un miktarı kadar tereyağı kullanmanız gerekli.:)
Fransız mutfağında 600 farklı çeşit peynir olduğu söyleniyor. Kaşar peynirinin iri boşlukları, ne kadar makbul olduğunu gösteriyor. Rokfor ise dünyaca ünlü bir küf peyniri, olgunlaşması için 1 yıl gerekli. Keçi peynirleri, beyaz camembert, fromage blanc ülkenin önde gelen peynir çeşitlerinden. Besançon Beaux Arts müzesinin hemen yanında bulunan ve yerel lezzetlerin satıldığı bir dükkan keşfediyoruz. Peynir fotoğraflarını buradan çektim.La Cave Aux Fromages adlı bu dükkan Fransa'nın değişik bölgelerinden gelen peynirleri , reçelleri , kurabiye, bal ve türlü yerel gurme malzemeyi barındırıyor.
Albert Menes markasıyla satılan, Nice bölgesinde yetişen zeytinler küçük ve yeşil halde toplanıp , şarapta bekletilerek siyahlaştırılıyor. Bu da gerçekten ilginç. Fransa'ya en fazla İspanya ve İtalya 'dan zeytinyağı geliyor, Türkiye maalesef Fransız pazarına girebilmiş değil. Provence bölgesinde bulunan zeytinağaçları dünyanın muhtemelen en kuzeyinde yetişenlerden. Fransız zeytinyağları elma ,üzüm va hatta fındık ile aromalandırılıyor, bu nedenle renkleri bizimkilere göre daha açık.

1873 yılında açılmış Restaurant Brasserie Du Commerce de et yemek-ana menü olsada - aklımdan bile geçmedi. Vejetaryenim dediğim için önüme konan tabakta ratatouille, börülce, pilav ve soslu közlenmiş domates aperatifi bulunuyor. Province bölgesine ait bir sebze yemeği ratatouillede, fesleğen ve sarımsak bol miktarda kullanılmış. Kabak , patlıcan ve havuç iyi pişmemiş olsada lezzetliydi. Pilav yağsız haşlanmış pirinçten oluşuyor. Börülce tereyağında kızartılmış.Közlenmiş yarım domatesin üzerine ceviz sarımsak ve tereyağı sosu dökülmüş.Yemek yediğimiz mekan tavan süslemeleri, avizeleri ve dekorasyon anlayışıyla Fransızların, gösteriş ve estetiğe olan düşkünlüğünü gösteriyordu.

Besançon 'da alışveriş mekanları öyle zevkli ve keyifli ki... Yalnız önemli bir sorun var; herşey çok pahalı. Tahmin edeceğiniz üzere alışveriş hakkımı mutfağım için kullandım. Besançon 'da en beğendiğim mağaza ise Casa oldu. Horoz şeklinde masa örtüsü mandalları, mini seramik bir tencere -rengine tutuldum :) ve yine rengarenk kalp şeklinde cup ölçü kapları Besançon 'dan birer hatıra olarak mutfağımdaki yerlerini aldılar.

0 yorum:

Yorum Gönder