deniz balıkları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
deniz balıkları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

KARADENİZ MEZGİT

KARADENİZ MEZGİT

Balıkçılar tarafından umumiyetle trolle, olta ile vede gırgır ile de avlanan, eti beyaz ve çok lezzetli olan, tavuk etine benzediğinden dolayı Tavuk balığı diye de bilinen bir dip balığıdır. Yurdumuzdaki tüketimi daha ziyade taze olmakla beraber, Avrupa'da ise konserve ve tuzlanmış olarak da tüketilmektedir.
Bayağı mezgit, sarı mezgit olarak bilinen en önemli çeşitleridir. Bu balıklarda çok sakin vede sitrezsiz balıklardandır.
Ilıman ve oldukça soğuk denizlerde, 30-300 m arasındaki derinliklerde yaşayan, gezici balıklardır. Anavatanları Atlas Okyanusudur. Yurdumuzda ise bütün denizlerde bulunur. Kış aylarında kuvvetli akıntı sebebiyle Karadeniz'den Marmara'ya sürüler halinde göç ederler. İnce uzun gövdeli bir balık olan mezgitin boyu çeşitlerine göre 20-50 cm arasında değişir. Ağırlığı 1-2 kilogramı bulanları vardır. Gözleri iricedir. Bilinen dört türü vardır. Renkleri türlere göre değişiklik göstermekle beraber umumiyetle sırtları sarımsı kahverenkte olup renkler çok parlaktır. Geniş ağızlı olup, ağzındaki dişleri kuvetlidir. Dişi mezgitler erkeklerine nazaran daha iri olup, vücut kalınlıkları da erkeklerinkinden fazladır.
Ocak ayında Sivri adasında istavrit avlarken ağımızdan 5 adet Mezgit çıkmıştır. Bunlardan dişi olanının ağırlığı 2 kilo 800 gram gelmiştir.
Mezgitler, Hamsi balıkları gibi sürüler halinde yaşar. Deniz dibine yakın ve deniz dibinin çamurlu veya kumlu olduğu yerlerde besinlerini ararlar. Denizdeki küçük balık ve diğer kabuklu deniz hayvanlarıyla beslenirler. Üremeleri, kasım-mayıs ayları arasında 30 m derinlikteki sularda bıraktıkları yumurtalarla olur. Bir dişi mezgit, yaklaşık olarak 200.000 yumurta yumurtlar. Beslenmek için daha derinlere inen küçük mezgit sürüleri beslenme dönemlerinin sonunda tekrar toplanarak yine büyük sürüler halinde yaz mevsiminde tekrar sığ denizlere dönerler. İdeal avlanma mevsimi kış mevsimidir.
Balıkçılar tarafından umumiyetle trolle avlanır. Amatör balıkçılar oltayla da avlamaktadırlar. Eti, beyaz, yumuşak ve çok lezzetlidir. Bilhassa Tava, Buğulama şeklinde tüketilmesi çok lezzetli olmaktadır.Trol ile yapılan avcılığında bu kaliteli balığın çok küçük boyda olanlarıda yakalanmaktadır. Bu nedenle bu balığında gelecek yakın bir zamanda soyunun tükeneceği ortadadır. Günde bir trol motoru ortalama 30 - 50 kasa arasında mezgit avlamaktadır. Şu ana kadar Tarım Köy işleri Bakanlığı bu mevzuda bir kota koymamıştır.

Yağ Balığı


Ruvettus pretiosus "Oilfish " Yağ Balığı 


Akdeniz, Orta Atlantik ve 100 ve 800 m arasındaki derinliklerde güney denizlerinde boyunca bulunur. Eti çok yağlı ve yenilebilir. Eti yaklaşık 25% bir yağ içeriğine sahiptir ve az yeseniz dahi sizde mushil etkisi yapar. Avustralyada tüketimi yasak, Japonya ve İtalyada ise ithalat yasaklanmıştır.
Bu balık hakkında az bilgiye sahibiz. bu balık hakkında bilgi sahibi olan varsa yorum bölümünde bizimle paylaşa bilir.

Tekir Ve Barbunya Balığı Arasındaki Fark Nedir?

Barbun ve Tekir arasındaki fark nedir ?

Bu türler mullide ailesinden olup Akdeniz, Ege ve Marmara'da yaygın halde bulunur. Boyu en fazla 35cm'e kadar büyüyebilir. Yaşam ömrü 9-10 yıl gibi saptanmıştır.
Bu türlerin yumurtlama yaşı net olarak ikidir. İkinci yaşlarından sonra verimli şekilde üreme yapar, ilkbahar-yaz ayları üreme dönemidir. Sığ sularda dipte yumurtlarlar. Üreme sıcaklığı 23-25 derece arasıdır. Kış aylarında bu balıklar derin sulara çekilir, 25-300m derinliklere kadar yayıldıkları gözlenmiştir.
Ege denizi ortamında yapılan araştırmada sonuçlara bakarsak bu balığın yaklaşık yaş ve boy ilişkisi şöyledir.
1. Yaş Grubu: 11-12cm arası.
2. Yaş Grubu: 12-13.5 cm arası.
3. Yaş Grubu: 13.5-15 arası.
4. Yaş Grubu: 16cm'e kadar.
Ancak bilinmelidir ki yaş-boy-ağırlık oranları bölgelere göre değişebilir. Zira yaşam ortamındaki biyolojik çeşitliliğin bu noktada çok önemi vardır.
Çoğu zaman birbiri ile karıştırılan iki kuzendir barbunya ve tekir. Yaşam alanları, renkleri, biçimleri hemen hemen birbiri ile aynıdır. Dikkatli olmayan gözler aradaki farkı kolay kolay anlamazlar. Her ikiside dipte gezen zaman zaman sürü olarak zaman zaman ise tek başına takılan balıklardır. Özellikle sürü olduklarında seyretmesi oldukça keyiflidir. Gelelim asıl konuya nedir bu çok bilinen iki türün az bilinen farkları? Ülkemizdeki yaşam alanları çok farklı değildir hemen hemen tüm denizlerimizde her iki türde görülür, bir tek Karadeniz hariç. Mullus barbartus nam-ı diğer Barbunya Karadeniz'de görülmez Karadeniz'de bulunan barbunyalar bir diğer tür olan Mullus barbatus ponticus türüne aittir.
Karadeniz'de bulunmamasının yanında aşırı avlanma sonucu malesef artık diğer denizlerimizde de barbunya balığına çok sık rastlayamıyoruz. Barbunyayı kuzeni tekirden ayıran en belirgin özellikleri başının daha dik oluşu ve sırt yüzgeçlerinde bulunan harelerin neredeyse şeffaf oluşudur.
Tekirin ise başı daha uzuncadır ve tabi sırt yüzgecinde bulunan hareler ise oldukça belirgindir. Doğal kafa yapılarından dolayı Barbunyaların ağızları göz hizasına kadar gelir fakat tekirlerde bu böyle değildir. Kafalarının şekline nazaran sırt yüzgeçlerinde hare olup olmayışı daha kolay ayırt edilebilir.
Her iki balıkta olta ve ağ ile yakalanır ama daha çok amatör balıkçılar oltayla, ticari amaçlı balık yakalayanlar ise ağ kullanarak yakalamayı tercih ederler. Zıpkınla avında da özellikle iri olanları tercih edilen avlar içerisindedir. Lezzet konusuna gelirsek bazılarına göre barbunya açık ara önde bazılarına göreyse tekir daha lezizdir. Ama her ikiside eti oldukça makbul olan kıymetli balıklardandır ve genellikle tavada kızartılarak pişirilirler.
Dalgıçlar, oltacılar hatta yılların balıkçıları bile bu iki gezgini karıştırırlar. Bence karıştırmaktada haklılar ne de olsa onlar aynı yerlerde gezen aynı şeyleri yiyen birbirine tıpatıp benzeyen, benim deyişimle amcaoğulları...
Barbunya Balığı
Barbunya Balığı (Mullus barbatus): Burnu dik, ağız açıklığının son ucu göz hizasını aşar, sırt yüzgecindeki bantlar açık sarıdır. Hatta şeffaf bile sayılabilir ve hiç bant görünmez. Boyu 35cm'e ulaşır.
Tekir Balığı
Tekir Balığı (Mullus surmuletus): Burnu nispeten sivridir. Ağız açıklığı gözün ön hizasına ulaşmaz. Sırt yüzgecindeki hareler belirgin ve koyudur. 20cm'e ulaşır. Karadeniz'de çok bulunmaz, barbunyalar arasında rastlanır. Batı Karadeniz'de yanlışlıkla barbunyaya tekir denilir.

Dil Balığı

DİL BALIĞI
İngilizceArnoglossus Laterna,Seezunge,Sole Commune

Dil balığı da yerli balıklarımızdan olup Ege ve Akdeniz’de bolca yakalanır. Her mevsimde yenebilir. En lezzetli zamanı kasım illâ şubat ayları arasıdır. Tavası çok güzel olur.İrilerinden fileto çıkarılıp şiş veya salçalı fileto yapılabilir.

Denizlerimizde 10 m'den 300 - 500 m'ye kadar derinliklerin, kumlu, çamurlu veya çakıllı diplerinde fazla hareket etmeden ve uzun göçler yapmadan yaşar. Boyları 20 - 25 cm. olur. Dipteki omurgasızlar, küçük balıklar ve böceklerle beslenir. Bahardan itibaren kıyılara sokularak Haziran - Temmuz arasında üreme yapar. Kış aylarında eti dolgun ve lezzetli olur. Genelde her mevsimde bulunan ekonomik değeri yüksek olan bir balıktır.

Dil Balığı Nasıl Pişirilir?
Tava, ızgara, şiş veya fileto, balık çorbasına (ilave edilir), buğlama

Dil Balığı Hangi Aylarda Daha Lezzetlidir?
Kış ve İlkbahar aylarında, kasım - mayıs arası



Gümüş Balığı - Aterina

GÜMÜŞ / ATERİNA
Atherina Presbyter,Ahrenfisch,Prˆtre
Sıcak ve ılıman denizlerin sahil bölgelerinde sürüler halinde yaşar. En fazla Marmarada bulunur. Bazı türleri de İznik ve Sapanca göllerinde yaşar. Boyları genelde 10 - 15, Karadenizde 10 - 13, Akdenizde 8 - 9 cm. olup, her iki denizde şekil farklılıkları gösterir. Nisan - Eylül arasında sahillerin çakıllı ve kumluk bölgelerinde sürüler halinde toplanarak ürerler. Kurtlar, kabuklu ve yumuşakçalarla beslenir. Eti lezzetlidir, taze olarak bol tüketilir. Aynı zamanda büyük balıklara yem yönünden değerlidir. Gümüş Balığının bir diğer isimide aterinadır.

Pişirme Biçimi
mısır unu ile Tava da güzel olur

Gümüş Balığı Hangi Aylarda Daha Lezzetli Olur?
Mart ve Ekim ayları

Kofana Balığı Hakkında

Beyaz ete sahip olan çok lezzetli, dişleri jilet gibi keskin olan, oltayla, zıpkınla vede gırgır ağları ile avlanan canavar cinsli, çok kuvvetli bir çeneye ve dişlere sahip bir balık olup, Lüfer'in büyüğüne verilen addır..Kofananın büyüğüne de Sırtıkara denilmektedir.... Zoka, kaşık ve olta ile yakalanması durumunda ağzından iğneyi çıkarırken çok dikkatli olmalıdır. Çünkü bu balık parmakları kapması ile de meşhurdur.Parmağınızı ısırdığından haberiniz olmaz sadece kanı görebilirsiniz..Rahmetli babamın sol küçük parmağının yarısını koparmıştır.. Marmarada, Boğazlarda, Karadenizde avlanan bir göç balığıdır... Alt çenesi üst çenesine göre biraz daha öne uzamış bir şekildedir. Önüne gelen her türlü balığı zevkle parçalayarak yer...üstü yeşil renkt karın ısmı beyaz renktedir. 21 no kalılığındaki polipropilen naylon ağları bir kafa silkmesi ile kopardığı tesbit edilmiştir.... Zamanımızda Kofana olarak nesli tükenmiş olup...sadece Lüfer ve Çinekop olarak avlanmakta ve satışı yapılmaktadır.Zaten çinekop büyügü sarıkanat ınki lüfer in büyügüne de kofana denir.Nasıl pişirilir derseniz. Bu balığın bilhassa Kömür ızğarası harikadır... tuzlaması yada fileto çıkarılıp kücük parçalar halinde kızartmasıda güzel olur.  İnşallah Lüfer balığı için çıkartılan yasak sayesinde önümüzdeki yıllarda belki Kofanaları görme şansına sahip olabiliriz...

Deniz Balıkları

Deniz Balıkları
akya, AY BALIĞI, BALKALYARO, Barbunya Balığı, Berber Balığı, Berlam, Köpek Balığı, Camgöz, Kırlangıç, Dil Balığı, Dülger, Elektirik Balığı, Eşkina, Mercan, Fener Balığı, Gelincik, Gümüş Balığı, Güneş Balığı, Hamsi, Horozbina, Iskarmoz, Istakoz, İskorpit, İspari, İstavrit, İstrongilos, İzmarit, Kalamar, Kalkan Balığı, Karagöz, Kayış Balığı , Kağıt Balığı, Kedi Balığı, Kefal, Keler, Kıkla Lapin, Kılıç Balığı, Mercan, Kolyoz, Trakonya, Kupez, Kurbağa Balığı, Kömürcü Kayası, Lahoz, Levrek, Lipsos, Lüfer, Palamut, Mazak, Melanurya, Mercan, Mersin Balığı, Mezgit, Mığrı, Mideye, Minekop, Müren Balığı, Orfoz, Orkinos, Papaz, Papağan Balığı, Pisi Balığı, Rina, Sardarya, Sarıağız, Sarıgöz, Sarıkuyruk, Sarıkanat, Saz Kayası, Sinarit, Tekir, Tirsi, Trakonya, Trança, Uskumru, Uçan Balık, Vatoz, Yazılı Hani, Yengeç, Zargana, Zurna, Çamuka, Çaça, Çipura, Çitari, Öksüz Balığı, Ördek Balığı, Üzgün Balığı,

AY BALIĞI

AY BALIĞI
Mola Mola,Mondfisch,Poisson-lune

Pervane Balığı da denir. Okyanuslar ve Akdeniz'in açıklarında uzun göçler yapmadan, bazen derinlerde, bazen de su yüzeyinde yan yatarak dolaşır. İyi yüzemeyen, hareketsiz bir balıktır. Deniz anaları, Ahtapot, Mürekkep Balığı ve diğer balıklarla beslenir. 2,5 - 3 m. boydan 1.500 kg. ağırlığa erişip 20 - 25 yıl yaşayabilir. Bahardan yaz sonlarına kadar 300 milyona varan yumurta döker. Bu yumurtaların çoğu diğer balıklara yem olur. Eti lezzetsiz ve fena kokulu olduğu için insan besini yönü ve ekonomik değeri yoktur.Pervane balığı da denir. Okyanuslar ve Akdeniz’in açıklarında uzun göçler yapmadan, bazen derinlerde, bazen de su yüzeyinde yan yatarak dolaşır. İyi yüzemeyen, hareketsiz bir balıktır. Deniz anaları, ahtapot, mürekkep balığı ve diğer balıklarla beslenir. 2.5-3 metre boydan 1,500 kilogram ağırlığa erişip 20-25 yıl yaşayabilir. Bahardan yaz sonlarına kadar 300 milyona varan yumurta döker. Bu yumurtaların çoğu diğer balıklara yem olur. Eti lezzetsiz ve kötü kokulu olduğu için insan besini yönü ve ekonomik değeri yoktur.

Akya Balığı

AKYA
Lichia amia,Gabelsmakrele,Liche n‚-b‚

Kuzu, Çıplak, Leka ve İskender Balığı olarak da anılır. Genelde 50 - 100 cm, en çok 180 cm. ve 60 kg. ağırlıkta olabilir. Yumuşakçalar, kabuklular ve küçük balıklarla beslenerek dipte kıyılara yakın küçük sürüler halinde dolaşır. Canavar balıklardandır, çevresindeki balıkları yok edercesine yer. Geçmişte çok avlanılması nedeniyle neslinin tükenme tehlikesi vardır. Korunması gerekir.

Pişirme Biçimi
Izgara (fileto veya şis), tava, çorba, yahni

Dönem
Yaz ortasından itibaren. Özellikle temmuz-eylül arası

Güçlü, mücadeleci ve günümüzün nadir yakalanan balılarından akya, yöresel olarak çıplak, kuzu balığı, leka ve bazen de iskender balığı gibi isimlerle de anılır. Yabancı kaynaklarda leerfish, (İng., ABD), lichia (Alm.), lichi amie (Fra.), palomide (İsp.), litsa (Yun.) gibi isimlerle bulunabilir. Vücudu elipse yakın yanlardan basıkdır. Sırtı mavi veya yeşil-kahverengi, yanal çizginin altı parlak beyazdır. Gençlerinde yanlarda kahverengimsi bantlar bulunabilir. Vücuduna çok iyi işlemiş küçük pulları vardır, bu pullar o kadar iyi işlemiştir ki balık sanki pulsuzmuş gibi durur, bu nedenle de çıplak denilir hatta bazen pulsuz olarak da anılır; kafasında pul bulunmaz. Sırt yüzgeci çifttir birinci sırt yüzgeci alışılmışın dışında sekiz dikenden oluşur ve bu dikenlerin başa yakın olan birincisi ileri dönüktür; bu dikenler sularımızdaki benzer diğer balıklardan ayırıcı özelliklerinden biridir. İkinci sırt yüzgegi ile anal yüzgeci hemen hemen aynı hizadan başlar.İkinci sırt ve anal yüzgeçlerinin uzantıları siyahımsıdır. Bu siyahlık diğer yüzgeçlerinin (yan ve kuyruk) uçlarında da görülebilir. Kuyruk yüzgeci çatal şeklindedir. Çok gelişmiş sırt ve anal yüzgeci ile akya su içinde çok hızlı hareket eden, sert manevralar yapabilen çevik bir balıktır. Kafası ve ağzı büyüktür, alt çene üste göre daha uzundur; gözleri normal boydadır. Ağzında zımpara kağıdı gibi dişler vardır, bunlar takım kesmese de ciddi şekilde yıpratır; ayrıca dilinde ve damağında avı tutucu geriye dönük dişler (vomer) bulunur. Akyanın belirgince görülen yanal çizgisi en büyük ayırd edici özelliklerindendir. Göğüs yüzgecinin ucuna kadar sırta paralel giden çizgi bu noktada sert bir eğimle karna doğru göğüs yüzgecinin altına kadar iner, tekrar yükselen çizgi kuyruğa kadar düz olarak gider.

Kıyıcı, yani çok yırtıcı bir balıktır. Lüfer gibi önüne gelen her balığa saldırır yemese de öldürür. Başlıca gıdasını küçük balıklar oluştursa da kalamar ve hatta iri karideslere de saldırır. Nadiren de olsa iri bütün canlı karidesle yemlenmiş başka balıklara atılan takımlara da çıktığı olur. Yapı itibarı ile lüferi andırdığından özellikle İstanbul balıkçı esnafı akyayı kofananın irisi diye satar. İkisini de balık olması dışında pek alakası yoktur tabii; aslında carangidae familyası üyesi olarak istavritin daha yakın akrabasıdır. Balıkçı esnafının bu yaklaşımını ilk olarak rahmetli Sıtkı Üner’in kitabında okumuştum, iki yıl kadar önce de ilk defa yaşadım. Türkiye’ye geldiğim bir dönemde üniversiteden arkadaşlarla buluşmak üzere Kumkapı’da sözleştik ben önceden gidip balık hali önündeki balıkçı tezgahlarını gezdim. Baktım bir tezgahta 4-5 kiloluk bir akya var, daha vakit de var, tezgaha yanaştım sonra balıkçı esnaf ile aramızda şuna benzer konuşmalar geçti “ne balığı bu?”, “akya abi vereyim mi, çok lezzetlidir”, “yapma ya nerede yakalanıyor bunlar?”, “abi, bu var ya lüferin büyüğü abi aynı balık bu, ızgarası çok iyi olur”, “yok yaa, bu kadar büyük lüfer olur mu”, “abi olmaz mı kofana oluyor sonra böyle oluyor, sen nasıl yapıcan abi söyle ona göre keseyim”, “ama ben daha çok istavrite benzettim”, adam güldü, “abi sen bu işi bilmiyon, bak gel vereyim sana bunu, at ızgaraya anlayacaksın lüfer olduğunu”, biraz daha vakit doldurma muhabbetinden sonra ben tabii ki almadam gittim ama o akyayı lüfer diye alan oldu mu acaba.
Genelde küçük sürüler halinde dolaşır ve yemlenirler, büyük yetişkinler yalnız gezme eğilimindedir. Yurdumuzda üremeleri Nisan ortalarından Haziran sonuna kadar bahar boyunca sürer. Ortalama ömürleri 14 yıl kadardır. Yurdumuz sularında 1 metre boy ve 30-35 kilo ağırlıktan fazlasına pek rastlanmasa da diğer denizlerde 2 metre boya ve 60 kilo ağırlığa kadar çıkarlar. Geçmiş dönemlerde özellikle Ege ve Akdeniz’de profesyonel balıkçılar tarafından yasak zamanlarda, gece kuvvetli ışıklarla balığı kabartmak gibi yasak yöntemlerle aşırı avlanması sonucu sayıca çok azalmıştır. Özellikle Ege’de sahil güvenliğin çabaları ile bu durum bitmese de azalmış ama akya sayısında önemli bir artış da olmamıştır.

NERELERDE BULUNUR:

Akya sadece yurdumuz sularına özgü değildir. Batı hint okyanusu, Atlantik okyanusu, Arap denizi ve Basra körfezinde de rastlanır. Genelde yaşadığı sularda 50 metreye kadar derinleri iri kırmalık taşlık dipleri tercih etse de; yemlenmek için kıyılara sığlıklara sokulur ve yine kırmalık, taşlık dipli akıntı altı kıyılarda sıkça rastlanır. Çoğu zaman denize dökülen nehirlerin deltalarında acı sulara da girerek buradaki yavru balıklarla yemlenir. Kısaca yavru balıkların bolca olduğu taşlık, kıyının denize dikçe indiği, akıntı alan veya sakin koylar, dere eğızları kıyıdan akya avlamaya çalışan meraklılar için uygun yerlerdir. Kıyılarda oturup denizi seyredenler veya balık avlamaya çalışan amatörler zaman zaman küçük balıkların arasına fırtına gibi dalan suları sıçratarak, yavru balıklara saldıran iri balıklar görebilirler. Bu balık eğer barakuda gibi kolayca ayırt edilebilen bir balık değilse genelde akya veya yakın akrabaları yaladerma ya da sarıkuyruktur. Bu saldırılarda sık sık birden çok balığa rastlanır. Kıyılara sokulup saldırdığı zamanlarda o civarda atıp çekme ile avlanan veya yemli takımlarını suya bırakmış amatörlerin oltalarına da vurup yakalanırlar. Buradan şunu anlıyoruz ki akya kıyıdan da canlı yemli bırakma, şamandıralı takımlarla veya atıp çekme ile de yakalanabilir. Mesela bu yandaki 3,5 kiloluk balık gibi. Buna ava giden avlanır denir.

AVLAYALIM:

Akya avı da doğal yemlerle veya suni yemlerle yapılan olmak üzere iki ksıma ayrılabilir. Ancak bu sistemler o kadar iç içe girmiştir ki atıp çekme dışında sadece yapay yem veya sadece doğal yem kullanılan sistemdir diye ayrılabilecek bir yöntem yoktur. Bu nedenlu ayrım yapmadan yöntemleri sıralıyoruz.
Yine de bundan önce akya için ne yem kullanılır ona bir bakalım. Akyanın yemi tabii ki akyem sınıfından sayılan balıklardır. Zargana, iri istavrit, iri sardalya, uskumru, kolyoz, kefal, ilarya, sarıkanat, lüfer gibi balıklar canlı veya sürütmede bütün ölü olarak kullanılabilir. Yaprak veya tekgöz kesilmiş yemler de sürütmede kullanılsa da canlı veya bütün ölü yemler kadar başarılı olmazlar. Tabii canlı yemin yerini de hiçbiri tutmaz. Ölü bütün veya canlı kalamar da özellikle Akdeniz’de sürütme de akya için başarılı olan bir yemdir.Alıntıdır
Akya Yemekleri İçin Buraya Tıklayınız.