ŞÜKÜR İZMİR'E TEKRAR KAVUŞTURANA..





 Evimden en uzun süreli ayrılığımı yaşadım. Tam 15 gün süreyle İstanbul'da kaldım, oğlumu yeni evine taşıdım ve tahmin edeceğiniz üzere yorgunluktan bittim.. Aslında ilk planım dün taşınmak ve önümüzdeki Salı dönmekti, yani rahat rahat hazırlıkları tamamlayıp öyle taşınacaktık. Fakat sevgili eşim geçen hafta Perşembe - Cumartesi arası İstanbul'a gelmeye karar verince, yeni evi henüz görmediği için heyecan yapıp o Perşembe sabahı apar topar ev taşıdım. Tabii ön hazırlıkları tamamlayarak.. Mesela elektrik, su ve doğalgazı açtırarak.. Yalnız herşey hep yolunda gitmeyebiliyor tabii, misal doğalgaz açıldı ama kombi servisinin gelmesi gecikti, kombi bağlanamayınca birkaç gün süreyle banyodan soğuk duş bağırtıları (!) geldi.. Yine doğalgaza rağmen ocağı bağlayacak olan servis gecikince, yaratıcılık tavan yaptı ve mikrodalgada pilav ile taze fasulye yemeği yapıldı (mecburen).Hiç tarzım olmadığı halde bir - iki kez fast food söylendi eve.. Koltuklar kaplandı ama planlanandan bir gün geç gelince bir akşam yerlerde halı üzerinde oturuldu ! Vs.. En son olarak da kablolu TV ve internetin bağlanması, kurumun 'yoğunluk' keyfiyeti ve bahanesiyle beklenenden 1 hafta sonraya sarkınca, ben döndüm, oğlum Pazartesi'ye kaldı (o da mecburiyetten) Neyse..N'apalım,bunlar da nazar boncuğu olsun deyip bağrımıza taş bastık, şükrettik. Hatta acele edip hazırlıklar tam bitmeden taşındığımız için oğlumdan özür bile diledim ama garibim tam 9 gün boyunca TV'siz ve internetsiz yaşamayı başardı ve hiç şikayet etmedi. Kendisini tebrik ediyorum bu olgunluğundan dolayı. Herhalde yeni ev heyecanı biraz motive etti ve şikayet etmemesi biraz da bundan oldu.. O , bir yandan da sınavlarına girdi çıktı, zira evde muhtelif servisleri beklerken sürekli nöbetleştik: O geldi ben çıktım, ben geldim o çıktı.. Özetle, taşınılan günün sonunda yerleşmeyi bitirmiştik ve eşimi karşılamaya Taksim'e gittik birlikte. Tamam haliyle gördü evi ilk kez.. Beğendi neyse ki.. Bu benim için önemliydi; çünkü - hatırlarsınız belki - evin alım aşamasında O İstanbul'da değildi , başından sonuna ben oradaydım ve sadece fotoğraflarını görmüştü. Onun da içine sinmesini çok istiyordum. Bu nedenle bu sınavı geçmiş olmaktan memnun döndüm İzmir'e.. Allah'ım bundan sonra oğlumuza orada güle güle oturmak ve zihin açıklığıyla okumak nasip etsin inşallah. Başka ne ister ki bir anne-baba?
Hepinize tekrar merhaba diyor ve İstanbul'dayken yaşanan birkaç acı-tatlı olayla örülü diğer yazıda ve tabii ki yeni tariflerde buluşmak üzere şimdilik iyi geceler diliyorum. İyi haftalar olsun..

0 yorum:

Yorum Gönder