Herkese hayırlı Ramazanlar dileyerek başlıyorum söze..
Çarşamba sabahı arkadaşım Sibel  (Pembe Kekik) Facebook'ta beni yakalayıp "bugünkü etkinliğe geliyor musun?" diye sordu. Şaşırdım. Nerede, kaçta, kimlerle falan derken haberim olmayan bu etkinliğe gitmeye karar verdim. Optimum üç ay önce açılan bir AVM ve İzban'la ulaşımı çok kolay, trafiğe girmek zorunda kalmıyorsunuz yani. Neyse, nasılsa Bostanlı pazarına gidecektim, oradan geçerim diye düşündüm. Vardığımda da durum anlaşıldı: Bahar (Cafe Portakal) bu etkinlik için çağrı attığında benim bilgisayarımın sorunlu olduğu ve nete hiç girmediğim dönemlermiş. Ben görmemişim ve cevap verememişim dolayısıyla. Allah'tan Cafe Bisquitte katılım sayısına hiç müdahale etmemiş, kısacası rezervasyon sıkıntısı yaşanmadı. Tabir-i caizse çat kapı gittim, çünkü gelecek arkadaşlarımı çok özlemiştim. Onları görmek için değerdi doğrusu. Hepsine sürpriz oldu zaten:)
Cafe Bisquitte acayip şirin, sıcacık bir yer. Sahibi Alişan Yıldız bey de çalışanları da öyleler. Son derece ilgili ve işlerinde profesyoneller. Yemeklerin hepsi birbirinden güzel.. Mutfakta Alişan bey de dahil 5 kişilermiş ve herşeyle bizzat ilgileniliyormuş.İftarda da herkesi bekliyorlar, benden duyurması.. Baharcım, sana da teşekkürler bu güzel buluşma için..

Bu buluşmada sadece yemek bloggerları değil, aynı zamanda moda bloggerları da vardı. Grubun yaşça en büyükleri; Mine, Sibel, ben ve Yıldız idik..Moda bloggerlarının ne kadar genç olduklarını görünce onların içinde bu kadar "yaşlı" kalışımıza Sibel'le epey güldük:)) Bu buluşmanın iki farklı gruptan oluşmasının en ilginç yanı benim için şuydu: Biz yemek bloggerları olarak ilk iş gelen yemeklere, ekmeklere, tatlılara zoom yapıp fotoğraflarken, onların ilk işi bilekliklerini masa üzerinde yanyana getirip fotoğraflamaktı.. Müboş' umla birbirimize baktık ve bunun bir "algıda seçicilik" olayı olduğuna karar verdik. Herkes ilgi alanındaki objelere yöneliyordu ve bu son derece normaldi.. Kısacası güzel bir gündü, iyi ki gitmişim:)